SU KİRLİLİĞİ
A- Yer altı
Suları ve Kirliliği
Yağmur suyu yeryüzüne indiği andan itibaren kirlilik oranında ani bir artış olur. Hayvansal ve bitkisel artıklar, doğal ve suni gübreler, pestisitler ve mikroorganizmalar su ile yeraltına doğru taşınır. Suyun yüzey kısımlarındaki toprak tabakasından süzülmesi sonucunda, zemin cinsi özelliklerine de bağlı olarak kalitesinde önemli miktarlarda artış olur. Askıdaki maddelerin tamamına yakını topraktaki süzülme yoluyla uzaklaşır. Bunun sonucunda mikroorganizmalar büyük ölçüde azalırken, suyun karbondioksit miktarı artar, oksijen miktarı ise azalır.
Yeraltı suyu
kirlenmesinin en büyük sebebi, evsel ve endüstriyel atıkların arıtılmadan alıcı
ortamlara verilmesidir. Katı, sıvı ve gaz atıklar alıcı ortama verildikten
sonra; iklim durumuna, toprağın yapısına, yeryüzü şekline, atığın cinsine ve
zamana bağlı olarak yeraltı sularına karışır. Ayrıca zirai mücadele ilaçlarının
aşırı ve bilinçsiz kullanımı önemli bir kirlilik sebebidir. Kanalizasyon sisteminin
bulunmadığı yerlerde, tuvalet çukurlarından ve gübrelerden sızan kirli sular
yeraltı suyuna karışarak, özellikle yaz aylarında ölümlere yol açan bulaşıcı
hastalıklara sebep olmaktadır.
B- Yerüstü Suları ve
Kirliliği
Akarsu, göl ve denizler yerüstü sularını oluştururlar. Dünya nüfusunun
hızla artmasına rağmen su kaynaklarının sabit olması, bu kaynakların kirletilmemesini
ve çok iyi kullanılmasını gerektirmektedir. Bilinçli su kullanımıyla, yaşam
kalitemizi bozmadan alacağımız basit tedbirlerle su kaynaklarımızın
kirlenmesini ve tükenmesini önleyebiliriz. Bununla birlikte; üç tarafı
denizlerle çevrili olan ve çok sayıda yerüstü ve yeraltı su kaynaklarının
bulunduğu ülkemizde sular, evsel ve endüstriyel atıklarla kirlenmektedir. Bu
atıkların arıtılmadan su yataklarına verilmesi, katı atıkların düzensiz olarak
alıcı ortama bırakılması, ayrıca bilinçsizce yapılan zirai ilaçlama ve
gübrelemeden dolayı yerüstü suları kirlenmektedir.
Sanayinin çevre üzerindeki olumsuz etkisi diğer faktörlerden çok daha fazladır. Sanayi kuruluşlarının; sıvı atıkları ile su kirliliğine, buna bağlı olarak gelişen toprak ve bitki örtüsü üzerinde aşırı kirlenmelere sebep olduğu ve doğa tahribine yol açtığı bilinmektedir. Ayrıca son yıllarda sanayi ve teknolojinin hızla gelişmesi sonucu köyden kente göç olayı artmış, bu durum hızlı ve düzensiz yapılaşmaya yol açmıştır.
Zirai mücadele için yapılan ilaçlamalarda, havadaki ilaç zerrelerinin rüzgarla sulara taşınması veya tarım ilaçları üretimi yapan fabrikaların atıklarının su kaynaklarına arıtılmadan verilmesi sebebiyle sular kirlenmektedir. Diğer yandan kimyasal gübrelerin bilinçsizce ve aşırı kullanımı da zamanla toprağı çoraklaştırmakta, bunun sonucunda hem toprağın verimi düşmekte, hem de yeraltı sularına sızması ve yüzey su akışlarıyla birlikte yerüstü sularına karışması neticesinde su kirliliğine sebep olmaktadır.
Sanayinin çevre üzerindeki olumsuz etkisi diğer faktörlerden çok daha fazladır. Sanayi kuruluşlarının; sıvı atıkları ile su kirliliğine, buna bağlı olarak gelişen toprak ve bitki örtüsü üzerinde aşırı kirlenmelere sebep olduğu ve doğa tahribine yol açtığı bilinmektedir. Ayrıca son yıllarda sanayi ve teknolojinin hızla gelişmesi sonucu köyden kente göç olayı artmış, bu durum hızlı ve düzensiz yapılaşmaya yol açmıştır.
Zirai mücadele için yapılan ilaçlamalarda, havadaki ilaç zerrelerinin rüzgarla sulara taşınması veya tarım ilaçları üretimi yapan fabrikaların atıklarının su kaynaklarına arıtılmadan verilmesi sebebiyle sular kirlenmektedir. Diğer yandan kimyasal gübrelerin bilinçsizce ve aşırı kullanımı da zamanla toprağı çoraklaştırmakta, bunun sonucunda hem toprağın verimi düşmekte, hem de yeraltı sularına sızması ve yüzey su akışlarıyla birlikte yerüstü sularına karışması neticesinde su kirliliğine sebep olmaktadır.
Akarsu Kirliliği:
Akarsular;
küçük dereler, yağmur, kar ve kaynak sularıyla beslenirler. Kanalizasyon
suları, fabrika atıkları ile havayı kirleten etkenlerin yağmur ve yüzey
akışlarıyla taşınması, tarımsal faaliyetler sonucu oluşan pestisit ve gübre
gibi kimyasal atıklar, akarsuları kirleten başlıca etkenlerdir. Akarsular ve
okyanuslar belli bir seviyeye kadar olan kirliliği arıtma özelliğine sahiptir.
Bu sınır aşıldığında suda aşırı kirlilik ve bozulma başlar. Akarsuların bazı
etkenlerle kirlenmesi sonucu akarsularda mevcut olan ekolojik denge bozulmakta,
bitkiler ve hayvanlar olumsuz yönde etkilenmektedir.
Göl Kirliliği:
Göl
kirlenmesinin ana unsurları akarsular ve atmosferik olaylardır. Akarsularla
taşınan çözünmüş ve askıdaki maddelerin önemli miktarı erozyon ve kimyasal
çözünme sonucu oluşur. Ayrıca asit yağmurları da kirliliği artırmaktadır. Göle
karışan kirleticilerin büyük bir kısmı akarsular, endüstriyel atıklar ve drenaj
yoluyla taşınmasına karşılık, atmosferle kirliliğin taşınması da son derece
önemlidir. Havadaki kirleticilerin yağışlar ve rüzgar gibi atmosferik
etkenlerle uzun mesafelere taşınması ve yerüstü sularına karışması sonucu su
kirliliği meydana gelmektedir.
Deniz Kirliliği:
Ülkemizin
üç tarafı denizlerle çevrili olduğundan deniz kirliliği hayati önem taşımaktadır.
Denizlerin taşımacılık ve turizm amacıyla kullanılması, evsel, endüstriyel
atıkların arıtılmadan veya kısmen arıtılarak denize verilmesi, deniz kazaları
sonucu meydana gelen petrol akıntıları, akarsulardan denizlere ulaşan tarımsal
atıklar, kirlenmeyi meydana getiren başlıca etkenlerdir. Deniz kirliliğine
sebep olan atıklar belirli bir zamanda, bir bölgedeki kirlenme yoğunluğuna
bağlı olarak insan sağlığına ve çevreye olumsuz yönde etki etmektedir.
Deniz
kirliliğine sebep olan diğer faktörleri şöyle sıralayabiliriz:
- Deniz kıyılarında bulunan kent merkezleri ve sanayi tesislerinden
çıkan ve arıtılmadan denize boşaltılan atıklar.
- Tarımsal alanlarda erozyon sonucu akarsularla denize karışan toprak ve
diğer kirleticiler. (Tarım alanlarından her yıl önemli miktarlarda toprak,
erozyon yoluyla denizlere taşınmaktadır. Denizlere sadece toprak değil,
tarımsal faaliyetler sonucu akarsulara karışan pestisit ve gübre gibi
kimyasal atıklar da taşınmaktadır.)
- Denizlerde kurulmuş bulunan platform ve boru hatlarından oluşan
sızıntılar.
- Gemiler ve diğer deniz araçlarından oluşan kirlilik (petrol, yağ
atıkları, zehirli sıvılar, pis sular , çöpler vb.)
Deniz kazaları
neticesinde önemli miktarlarda petrol döküntüsü suda birikmekte ve canlı
ortamını tehdit etmektedir. Özellikle büyük petrol tankerlerinin kazaları
sonucunda binlerce ton ham petrol denize dökülmektedir. Ham petrol
taşımacılığı, petro-kimya sanayii ve organik kimya sanayiindeki gelişmeler
kara, hava ve denizlerdeki kirlilik miktarını artırmıştır. Plastik maddelerin
karadan ve gemilerden denize bırakılması, plajlara ve denizin doğal yaşamına
ciddi zararlar vermektedir.
Denizlerimizdeki kirlilik durumunu daha iyi anlamak için Karadeniz,
Marmara, Ege ve Akdeniz'in kirlilik durumlarına kısaca değinmekte fayda vardır.
Karadeniz'de Kirliliğin
Sebepleri:
Karadeniz'in
bazı bölgelerinde yapılan araştırmalar sonucunda; koliform bakteri sayısı,
organik madde miktarı, bulanıklık gibi kirlilik unsurlarının normal değerlerin
üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Trabzon'da yapılan bir araştırmaya göre;
deniz kirliliğinin sebepleri önem sırasına göre şöyledir;
- Kanalizasyon,
- Çöp ve atıklar,
- Erozyon,
- Doğu Karadeniz Bölgesinde kara yolu ulaşımının deniz kıyılarından
gerçekleştirilmesi,
- Sanayi kuruluşlarının olumsuz etkisi..
Marmara Denizi'nde Kirliliğin Sebepleri:
Marmara Denizi;
özellikle Haliç ve İzmit Körfezi başta olmak üzere, fiziksel ve kimyasal
kirleticilerin etkisinde kalmıştır. Giderek artan kentsel ve endüstriyel
faaliyetler sonucu, bazı kirleticiler sınır değerlerin üzerine çıkmıştır.
Bunlara ilaveten Haliç'te dere ve yamaçlardan gelen erozyon kalıntıları
kirliliği artırmaktadır.
Ege Denizi'nde
Kirliliğin Sebepleri:
Ege Denizi'nde
ortaya çıkan en önemli kirletici kaynaklar; B. Menderes, Meriç ve Gediz
Nehirleri ile Çanakkale Boğazı ve İzmir şehrinden ileri gelen kentsel ve
endüstriyel atıklardır, İzmir Körfezi'nde petrol rafinerilerinden birisinin
bulunması ve yoğun deniz trafiği de, petrol ve diğer petrol ürünleriyle
körfezin kirlenmesine yol açmaktadır.
Akdeniz'de Kirliliğin Sebepleri:
Deniz yolu
taşımacılığı, Mersin'deki petrol rafinerisi ve İskenderun Körfezindeki iki adet
petrol boru hattı terminali önemli kirletici unsurlardır. Bununla birlikte
Akdeniz'de kirlilik oranı, Marmara ve Ege Deniz'ine göre daha düşüktür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder