21 Aralık 2012 Cuma

Water Pollution





SU KİRLİLİĞİ
A- Yer altı Suları ve Kirliliği

Yağmur suyu yeryüzüne indiği andan itibaren kirlilik oranında ani bir artış olur. Hayvansal ve bitkisel artıklar, doğal ve suni gübreler, pestisitler ve mikroorganizmalar su ile yeraltına doğru taşınır. Suyun yüzey kısımlarındaki toprak tabakasından süzülmesi sonucunda, zemin cinsi özelliklerine de bağlı olarak kalitesinde önemli miktarlarda artış olur. Askıdaki maddelerin tamamına yakını topraktaki süzülme yoluyla uzaklaşır. Bunun sonucunda mikroorganizmalar büyük ölçüde azalırken, suyun karbondioksit miktarı artar, oksijen miktarı ise azalır.
Yeraltı suyu kirlenmesinin en büyük sebebi, evsel ve endüstriyel atıkların arıtılmadan alıcı ortamlara verilmesidir. Katı, sıvı ve gaz atıklar alıcı ortama verildikten sonra; iklim durumuna, toprağın yapısına, yeryüzü şekline, atığın cinsine ve zamana bağlı olarak yeraltı sularına karışır. Ayrıca zirai mücadele ilaçlarının aşırı ve bilinçsiz kullanımı önemli bir kirlilik sebebidir. Kanalizasyon sisteminin bulunmadığı yerlerde, tuvalet çukurlarından ve gübrelerden sızan kirli sular yeraltı suyuna karışarak, özellikle yaz aylarında ölümlere yol açan bulaşıcı hastalıklara sebep olmaktadır.
B- Yerüstü Suları ve Kirliliği
Akarsu, göl ve denizler yerüstü sularını oluştururlar. Dünya nüfusunun hızla artmasına rağmen su kaynaklarının sabit olması, bu kaynakların kirletilmemesini ve çok iyi kullanılmasını gerektirmektedir. Bilinçli su kullanımıyla, yaşam kalitemizi bozmadan alacağımız basit tedbirlerle su kaynaklarımızın kirlenmesini ve tükenmesini önleyebiliriz. Bununla birlikte; üç tarafı denizlerle çevrili olan ve çok sayıda yerüstü ve yeraltı su kaynaklarının bulunduğu ülkemizde sular, evsel ve endüstriyel atıklarla kirlenmektedir. Bu atıkların arıtılmadan su yataklarına verilmesi, katı atıkların düzensiz olarak alıcı ortama bırakılması, ayrıca bilinçsizce yapılan zirai ilaçlama ve gübrelemeden dolayı yerüstü suları kirlenmektedir. 

Sanayinin çevre üzerindeki olumsuz etkisi diğer faktörlerden çok daha fazladır. Sanayi kuruluşlarının; sıvı atıkları ile su kirliliğine, buna bağlı olarak gelişen toprak ve bitki örtüsü üzerinde aşırı kirlenmelere sebep olduğu ve doğa tahribine yol açtığı bilinmektedir. Ayrıca son yıllarda sanayi ve teknolojinin hızla gelişmesi sonucu köyden kente göç olayı artmış, bu durum hızlı ve düzensiz yapılaşmaya yol açmıştır. 

Zirai mücadele için yapılan ilaçlamalarda, havadaki ilaç zerrelerinin rüzgarla sulara taşınması veya tarım ilaçları üretimi yapan fabrikaların atıklarının su kaynaklarına arıtılmadan verilmesi sebebiyle sular kirlenmektedir. Diğer yandan kimyasal gübrelerin bilinçsizce ve aşırı kullanımı da zamanla toprağı çoraklaştırmakta, bunun sonucunda hem toprağın verimi düşmekte, hem de yeraltı sularına sızması ve yüzey su akışlarıyla birlikte yerüstü sularına karışması neticesinde su kirliliğine sebep olmaktadır.

Akarsu Kirliliği:
Akarsular; küçük dereler, yağmur, kar ve kaynak sularıyla beslenirler. Kanalizasyon suları, fabrika atıkları ile havayı kirleten etkenlerin yağmur ve yüzey akışlarıyla taşınması, tarımsal faaliyetler sonucu oluşan pestisit ve gübre gibi kimyasal atıklar, akarsuları kirleten başlıca etkenlerdir. Akarsular ve okyanuslar belli bir seviyeye kadar olan kirliliği arıtma özelliğine sahiptir. Bu sınır aşıldığında suda aşırı kirlilik ve bozulma başlar. Akarsuların bazı etkenlerle kirlenmesi sonucu akarsularda mevcut olan ekolojik denge bozulmakta, bitkiler ve hayvanlar olumsuz yönde etkilenmektedir. 

 
Göl Kirliliği:
Göl kirlenmesinin ana unsurları akarsular ve atmosferik olaylardır. Akarsularla taşınan çözünmüş ve askıdaki maddelerin önemli miktarı erozyon ve kimyasal çözünme sonucu oluşur. Ayrıca asit yağmurları da kirliliği artırmaktadır. Göle karışan kirleticilerin büyük bir kısmı akarsular, endüstriyel atıklar ve drenaj yoluyla taşınmasına karşılık, atmosferle kirliliğin taşınması da son derece önemlidir. Havadaki kirleticilerin yağışlar ve rüzgar gibi atmosferik etkenlerle uzun mesafelere taşınması ve yerüstü sularına karışması sonucu su kirliliği meydana gelmektedir.
Deniz Kirliliği:
Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olduğundan deniz kirliliği hayati önem taşımaktadır. Denizlerin taşımacılık ve turizm amacıyla kullanılması, evsel, endüstriyel atıkların arıtılmadan veya kısmen arıtılarak denize verilmesi, deniz kazaları sonucu meydana gelen petrol akıntıları, akarsulardan denizlere ulaşan tarımsal atıklar, kirlenmeyi meydana getiren başlıca etkenlerdir. Deniz kirliliğine sebep olan atıklar belirli bir zamanda, bir bölgedeki kirlenme yoğunluğuna bağlı olarak insan sağlığına ve çevreye olumsuz yönde etki etmektedir.
Deniz kirliliğine sebep olan diğer faktörleri şöyle sıralayabiliriz:
  • Deniz kıyılarında bulunan kent merkezleri ve sanayi tesislerinden çıkan ve arıtılmadan denize boşaltılan atıklar.
  • Tarımsal alanlarda erozyon sonucu akarsularla denize karışan toprak ve diğer kirleticiler. (Tarım alanlarından her yıl önemli miktarlarda toprak, erozyon yoluyla denizlere taşınmaktadır. Denizlere sadece toprak değil, tarımsal faaliyetler sonucu akarsulara karışan pestisit ve gübre gibi kimyasal atıklar da taşınmaktadır.)
  • Denizlerde kurulmuş bulunan platform ve boru hatlarından oluşan sızıntılar.
  • Gemiler ve diğer deniz araçlarından oluşan kirlilik (petrol, yağ atıkları, zehirli sıvılar, pis sular , çöpler vb.)
Deniz kazaları neticesinde önemli miktarlarda petrol döküntüsü suda birikmekte ve canlı ortamını tehdit etmektedir. Özellikle büyük petrol tankerlerinin kazaları sonucunda binlerce ton ham petrol denize dökülmektedir. Ham petrol taşımacılığı, petro-kimya sanayii ve organik kimya sanayiindeki gelişmeler kara, hava ve denizlerdeki kirlilik miktarını artırmıştır. Plastik maddelerin karadan ve gemilerden denize bırakılması, plajlara ve denizin doğal yaşamına ciddi zararlar vermektedir.
Denizlerimizdeki kirlilik durumunu daha iyi anlamak için Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz'in kirlilik durumlarına kısaca değinmekte fayda vardır.
 Karadeniz'de  Kirliliğin Sebepleri:
Karadeniz'in bazı bölgelerinde yapılan araştırmalar sonucunda; koliform bakteri sayısı, organik madde miktarı, bulanıklık gibi kirlilik unsurlarının normal değerlerin üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Trabzon'da yapılan bir araştırmaya göre; deniz kirliliğinin sebepleri önem sırasına göre şöyledir;
  1. Kanalizasyon,
  2. Çöp ve atıklar,
  3. Erozyon,
  4. Doğu Karadeniz Bölgesinde kara yolu ulaşımının deniz kıyılarından gerçekleştirilmesi,
  5. Sanayi kuruluşlarının olumsuz etkisi..

Marmara Denizi'nde Kirliliğin Sebepleri:
Marmara Denizi; özellikle Haliç ve İzmit Körfezi başta olmak üzere, fiziksel ve kimyasal kirleticilerin etkisinde kalmıştır. Giderek artan kentsel ve endüstriyel faaliyetler sonucu, bazı kirleticiler sınır değerlerin üzerine çıkmıştır. Bunlara ilaveten Haliç'te dere ve yamaçlardan gelen erozyon kalıntıları kirliliği artırmaktadır.
Ege Denizi'nde Kirliliğin Sebepleri:
Ege Denizi'nde ortaya çıkan en önemli kirletici kaynaklar; B. Menderes, Meriç ve Gediz Nehirleri ile Çanakkale Boğazı ve İzmir şehrinden ileri gelen kentsel ve endüstriyel atıklardır, İzmir Körfezi'nde petrol rafinerilerinden birisinin bulunması ve yoğun deniz trafiği de, petrol ve diğer petrol ürünleriyle körfezin kirlenmesine yol açmaktadır.
 Akdeniz'de Kirliliğin Sebepleri:
Deniz yolu taşımacılığı, Mersin'deki petrol rafinerisi ve İskenderun Körfezindeki iki adet petrol boru hattı terminali önemli kirletici unsurlardır. Bununla birlikte Akdeniz'de kirlilik oranı, Marmara ve Ege Deniz'ine göre daha düşüktür.













Air Pollution


HAVA KİRLİLİĞİ



Çevremizi saran, soluduğumuz ve yaşam için önemli öğelerden biri olan havanın, doğal bileşiminin değişime uğrayarak insan sağlığına zararlı bir özellik kazanmasına hava kirliliği denir.

Hava kirliliğine neden olan kirletici kaynaklar

• Sanayi kuruluşları:Çeşitli kirletici gaz ve maddeleri bacaları aracılığı ile havaya yaymaktadır.

• Termik santraller:yüksek oranda Kükürtdioksit emisyonları nedeniyle çevreye ciddi zararlar vermektedir. Ülkemizde bitki örtüsü tarımsal üretim ve ormanlarda kayıplara neden olmuştur.

• Yakma tesisleri:evsel ve endüstriyel çeşitli atıkların yakılması sonucu oluşan emisyonlar atmosfere yayılmakta ve canlı yaşamını olumsuz etkilemektedir.

• Konut ve işyerleri:ısıtılması için kullanılan yakıtların yanması sonucu oluşan gazların bacalardan atmosfere yayılması

• Taşıt araçları: tüm motorlu taşıtların kullandıkları yakıtın yanması ve egzozdan havaya verilmesi 

• Orman ve bitki örtüsünün yanması

• Yanardağlar

• Maden ocakları



HAVA KİRLETİCİLERİ

• Toz kirleticiler

• Gaz kirleticiler

Kükürtoksitler(SOx)

Kükürtdioksitler(SO2)

Karbonoksitler(COx)

Karbonmonoksitler(CO)

Karbondioksitler (CO2)

Azotoksitler (NOx)

Hidrokarbonlar(HC)

Kurşun

Florlu gazlar

Ozon (O3)

Endüstriyel işlemlersonucu oluşan gazlar

Fotokimyasal sis

Aerosoller(ince tanecikler)

Kokular

Asit yağışları

Bulutlardan yere inen yağmur havada asılı halde duran kirleticileri bünyesinde tutarak yere indirir.havada bulunan asit içerikli gaz kirleticiler sonucu yağmur asidik özelliği artar ve doğal bitki örtüsü,tarımsal üretim,çayırlar üzerinde tahrip edici etki yapar.


Hava kirliliğine neden olan zehirli gazların ilk etkisi insan vücudunun dış kısımları üzerinde görülmektedir. Göz, saç, deri üzerinde olumsuz etkiler buna örnek gösterilebilir. Hava kirliliğinin yoğun olduğu yörelerde sisli, rutubetli havada veya hafif çisentili yağışlarda havadaki gazların aside dönüşmesi sonucu saçlar ve deri üzerinde çeşitli etkiler gözlenebilmektedir. Kirliliğin ikinci ve en önemli etkisi vücudun iç kısımlarında ortaya çıkmaktadır. Solunum yoluyla kirli hava ağız, boğaz, nefes borusu ve akciğerlere ulaşmakta ve oradan kana karışarak vücudun çeşitli iç organlarına girmektedir. Solunum yetersizliği, astım, bronşit, halsizlik, iştahsızlık, en tehlikelisi kanser ve anemi gibi rahatsızlıkların nedenleri arasında hava kirliliği önemli bir yer işgal etmektedir.

HAYVANLAR ÜZERİNE ETKİLERİ

Hayvanların hava kirliliğinden etkilenmesi solunum yoluyla ve beslenme sırasında aldıkları kirletici maddelerden kaynaklanmaktadır. Gıdalar yoluyla alınan kirleticilerin etkisi havadan solunum yoluyla alınandan daha önemlidir. Özellikle gıdaların büyük payı vardır. Kirleticilerden etkilenen yörelerde yetiştirilen yem bitkileri kirletici kimyasal maddeleri emilme yoluyla etkilemekte, bitki dokusunda biriken kirleticiler beslenme sırasında hayvanların vücuduna girmektedir. Et, süt ve yumurtasından yararlandığımız hayvanların kirlenmeden etkilenmesi onların ürünlerini yiyerek beslenen insanlara dolaylı olarak yönelmektedir.

BİTKİLER ÜZERİNE ETKİLERİ

Hava kirliliğinin bitki örtüsü üzerindeki etkilerini görmek amacıyla çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bu konudaki en yoğun çalışmalar “asit yağışları”nın ormanlar üzerindeki etkileri üzerinedir. Almanya ‘da ortaya çıkan orman ölümleri büyük oranda asit yağışlarından kaynaklanmıştır. Binlerce hektar alan ormansız kalmıştır.

EŞYALAR ÜZERİNE ETKİLERİ

Eşyalarve binalar üzerine etkileri günlük yaşamda pek fark edilmemekle birlikte hava kirliliğinin kullandığımız eşyalar, giysiler ve yapılar üzerinde de etkileri vardır. Kirletici gaz ve tozlar havanın nemi ile birleşerek ortamda asidik etkiler yaratır. Kumaş, metal ve ahşap eşyalar üzerinde etkili olur. Binaların dış cephelerinin kararmasına ve aşınmasına neden olur.


kaynak: http://www.frmtr.com/lise-bilgi-istekleri/776605-hava-kirliligi-nedir-nedenleri-ve-etkileri-nelerdir-nasil-olculur.html














Öğrencilerimiz tarafından yapılan plastik kategorisindeki sanatsal çalışmalar...